DİZİ KÖŞESİ

CENTRAL PARK

 

 

WHEN THEY SEE US

 

When They See Us dizi Central Park'da zamanında meydana gelen bir kadın saldırısı üzerine kurgulanmış 5 gencin hayatını konu alan dram türünde bir mini dizi şeklindeki gerçek hayat hikayesi. Yani izlerken hangi birine üzüleceğimi şaşırmıştım kayıp giden seneleri mu dersin yaşadıkları onca acı mı dersin ailelerinin çaresizliği mi dersin gerçek bir dramdı tam olarak yapmadıkları bir suçun bedelini yıllarca ödemeleri ve gördükleri muamele ki sadece renklerinden kaynaklı zamanında ne çeşit adaletsizlikler varmış diyip bir ahh çekiyorsunuz ister istemez izlerken ki hala bile bu durum böyle maalesef çocuk yaşta bu yük bu damgalama çok fazla ve çok yıpratıcı olsa gerek ben izlerken çok üzüldüm ve etkilendim olay kurgusu çok iyi işlenmişti çok güzel çok gerçekçi anlatılmıştı hikaye sanki olanları bir belgesel olarak izliyor gibi oldum açıkçası çocuk oyuncular çok başarılıydı kast çok iyiydi çocukluk ve gençlik halleri sanki aynı kişiler büyümüş de oynuyor gibilerdi aslında gerçekmişcesine hissettirmesinin asıl sebebi de buydu sanırım.Ben eğer bu tip mini dizi ve gerçek bir hikaye izlemek isterseniz kesinlikle oturup izleyin çok üzülüp tekrar bir olup biteni sorgulayacaksınız belki ama en sonunda yüzünüzde bir tebessüm ve dolu dolu gözlerle bitireceğinize eminim izlediğim en güzel final dokunuşu olabilir bu da az da olsa size ohh dedirtecekdir diye düşünüyorum umarım keyif alırsınız izlerken hepinize şimdiden iyi seyirler :)

DİZİ KÖŞESİ

 SHELBY BROTHERS

PEAKY BLİNDERS
 

 

Peaky Blinders maalesef 3.sezon 2.bölümünden sonra devam etmediğim(söylerdim sebebini ama spoiler olur🤫)ama kesinlikle tekrar başlayıp bitireceğim müthiş bir iş.Aslinda sanırım ben dönem temalı dizi ve filmleri çok sevdiğimden bu kadar güzel gelip bana izlerken zevk veriyor da olabilirler artık onu bilemiyorum ama izleyip de çok kötü bulacak olan da asla olmaz diye düşünüyorum çünkü benim dönem işi hayranlığım dışında da çok güzel zaten bir Thomas Shelby hayranıyım bir oyuncu bir karakteri bu kadar güzel üstüne giyebilir anca oyunculuğu ayrı oynadığı karakter ayrı bir olay zaten başladığımda bu kadar hevesle gideceğimi düşünmemiştim ama çok çabuk  izleyip bıraktığım kısma geldim ve çok beğendim.Karekter aslında Shelby ailesinin lideri ve zaten dizi onun etrafında şekilleniyor zeki ve soğuk aslında dümdüz bir tavrı var herkese ama ailesine ve atlarına çok düşkün maalesef karakter olarak çok acı çekti zavallım adam çile çekmeye gelmiş gibi ama elbet bir gün güneş doğacak neyse artık ben çok keyif alarak izledim eminim birçoğunuz da izlerken çok keyif alacaksınız hatta ezbere bileceğiniz repkiler,mimikler bile olacaktır benim gibi zaten keyif almamak ve beğenmemek pek mümkün olmuyor dizide kesinlikle tommyciyim zaten ama ekstra Arthur da çok sevdiğim ve keyif aldığım biri izlerken bir de Polly hala var çok iyi oyuncu o da özellikle giyinişi,hali tavrı mükemmel.Giyiniş deyince dizinin bir diğer güzel yanı da o kostümler o kadar güzel ki insanın o dönemde yaşayası geliyor ne kadar doğru tabii böyle güzel oldukları ama ekrandaki haliyle kesinlikle görsel bir şölen yaşatıyor bana genel olarak her şeyini ve aslında çoğu karakterini de seviyorum en kısa sürede de bitiricem umarım :)

DİZİ KÖŞESİ

 “Çocukların, annelerini korumak için öldüğü bir ülkede yaşıyoruz.”

 

 

CHERNOBYL

 

 

Chernobyl aslında bu birçoğumuzun çok tedaylı olmasa da bildiği bir olay 1986 yılında Ukrayna'da meydana gelen en büyük nükleer reaktör patlamanın olduğu Chernobyl Nükleer Santralı üzerine kurgulanmış o dönemin aslında anlatılmayan arka planda kalmış hikâyesini yaşanan dramları patlamanın arkasındaki asıl sebebinin dizi haline getirilip kurguladığı bir mini dizi. Ne kadar başarılı olduğu ne kadar gerçeği yansıttığı tartışılır tabii biz de çoğu şeyi okuduklarımız ya da bize anlatıldığı kadarıyla biliyoruz ama ben izlerken çok etkilendim zamanında yaşanan o facianın ülkeyi dünyayı getirdiği durum ve tüm yaşanmışlıklar verilen kayıplar ve bunun ileriye dönük korkunç etkileri gerçekten izlerken bile tüylerimi diken diken eden türdendi. Bir dizi olarak bakıldığında çok beğendim oyunculuklar,sahne geçişleri dizinin efekti bile etkileyici ve işin temasına çok uygundu bence bazı sahneler özellikle çok etkileyici ve düşündüren sahnelerdi çok güzel çekilmiş genelde çok anlamadığım bilimsel terimler kullanmasına ve o kasvetli havanın varlığı bile bir an olsun sıkmadı bir günde başına oturup bitirmiştim ve çok da etkilenmiştim keşke böyle şeyler dünyada hiç olmasa keşke insanlar bu tip durumlardan yada almasa özellikle çocuklar beni en çok üzen çocuklara olanlar bir şeyleri izlemek bazen çok yıpratıcı olabiliyor ama bir dizi izlemek isterseniz oturup keyifle izleyebilirsiniz haa bu diziler izleyin de Chernobyl faciası hakkında bilgi alın diye değil bunun için araştırmak,okumak daha etkili olur güzel vakit geçirip dram ve gerçek bir hikaye izlemek isterseniz diye tavsiyem olsun şimdiden iyi seyirler :)

"Gerçek rahatsız ettiğinde yalan üstüne yalan söyleriz, ta ki yalanın orada olduğunu hatırlayamayıncaya kadar.  Söylediğimiz her yalanla gerçeğe borçlanırız. Er ya da geç, o borç ödenir. RBMK reaktörünün çekirdeği işte böyle patlar. Yalanlarla."

DİZİ KÖŞESİ

BİNGO

DARK

Dark en sevdiklerimden diğer dizilere nazar boş vakit dizisi değil de bolca kafa yorup çoğu zaman da hiçbir şey anlamayıp her seferinde yok artık dedirten son yılların en iyi kurgulanmış işi kesinlikle yani bu senaryoyu yazmak bunları düşünmek kafa yormak her baba yiğidin harcı değil öncelikle bunu belirteyim aslında bu uyandırdığı merak duygusuydu izlettiren 3 sezon şeklinde hazırlanıp dizinin konusuna uygun olarak 3 döngü 3 sezon halinde yapıp bitirmek de diziyi aslında öne geçiren en önemli detay ki uzunca yapılan sarpa saran asla başladığı gibi kaliteli bitmeyen işlerin yanında böyle tam tadında bir iş olması beni çok mutlu ve tatmin etti. Gerçeken etkileyici bir finaldi eski bloglarımda bahsettiğim bazı diziler gibi değildi (şekil A: Game of Thrones finali maalesef bir hayalkırıklığiydı :/ ).

Neyse şimdi dizinin konusundan biraz bahsedecek olursam dizi aslında bilim-kurgu türünde olup Mikkel adında bir çoğunun esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolması üzerinde başlayan ve aslında bunun altında asla kimsenin aklına gelmeyecek şekilde geçen bir süreci, döngüyü konu alıyor dizinin ana konusu bu kaybolmalar ve Jonas adlı bir genç birey ve aslında onun aşık olduğu Martha üzerine kurulmuş gibi geliyor tabii başta ama işin aslı sonra çok başka da çıkabilir ;) diziyi izleyenler az çok anlıyordur beni ki benim diziyi anlatabilmem de pek mümkün değil ki benim 3 sezonda neyin ne olduğunu anlamam bile baya zorlayıcıydı. Açıkcası başta da belirttiğim gibi bu dizi sizin ama iki dizi izleyip kafa dağıtayım şeklinde oturup izleyeceğiniz türden değil öyle bir niyetiniz varsa hiç başlamayın... ama bu tarz senaryolar ilginizi çekerse oturup izleyebilirsiniz hiç pişman olmazsınız :)

"deja vu"

DİZİ KÖŞESİ

MASAL DİYARINA YOLCULUK

ONCE UPON A TİME

Fantastik bir dizi türü olan konu olarak Pamuk Prenses hikâyesinden esinlenerek ilerleyen bu evreni günümüz ile birleştiren  bir dizi. Olay Pamuk Prenses'in prensle evlenip bir kızları olmasıyla  ve cadının pamuk prensesi ve kızını öldürmek istemesi ile de  kızının günümüz evren ile bir şekilde yollanması ve onları kurtarabilecek yaşa geldiğinde tekrar o evrenin kapılarını açmaya çalışması ile devam eden bir hikaye. Pamuk Prenses'in dünyaya gönderilen kızının  oğlunun eline  masal kitabının geçmesi ve masal kitabının aslında bulundukları kasabadaki insanların oradan çıkan  masal kahramanlarından oluştuğunu anlaması  annesini buna ikna edip evrenin kapılarını  açmaya çalışması ile devam eden bir yolculuk. Pek fazla açıklayamasamda birkaç sezonunu izlediğim çok keyif aldığım bir  diziydi. Masal kahramanlarını bir de böyle bir bakış açısıyla izlemek çok keyifliydi hiç sıkılmadan izledim  eminim sizde izlerken keyif alacaksınız hem çocukluğumuzda bayılarak izlediğimiz o masal kahramanlarını tekrar farklı şekillerde görmek hem günümüze ve her yaşa hitap edecek şekilde ekrana aktarılmış olmasa işin bir diğer cezbedici tarafı tabii.Çekimi, kostümü, dekoruyla ve oyunculuk performanslarıyla çok güzel bir iş özellikle Cadı kötü ama en güzel olan karakterlerden benim en beğendiklerimden de biriydi aslında hepsi güzeldi zaten şu an bundan bahsederken ne kadar özlediğimi farkettim aşırı keyifli ve bu stresli zamanlarda izlerken rahatlayıp kafamızı da çok yormayacak akıp giden de bir iş olur herkes için.Şimdiden izlemek isteyenlere keyifli seyirler dilerim pişman olmayacaksınız :)

 

 

DİZİ KÖŞESİ

MORNİNGSTAR

LUCİFER

Lucifer şeytanın vücut bulmuş hali :) bu şaka ama değil gerçekten de insan görünümünde esmer uzun böyle yakışıklı bir bey aslında Lucifer bir çizgi roman karakteri olarak da işlenmiş orada diziden farklı olarak sarışın biri neden dizide esmer kullanma gereği duydular pek anlamadım ama yine de oynayan oyuncudan ötürü bu da Tom Ellis olur müthiş aksanı ve sempatik hallerinden ötürü iyi ki de böyle olmuş kendisi tam bir Lucifer çünkü.Dizi bir polisiye komedi işi ki bu işin izlemek için en cezbedici kısmı genel olarak tanrı tarafında cennetten kovulup cehenneme gönderilen oranın lordu olan sonra sıkılıp dünyaya gelen burada Los Angelesta kendine Lux adında bir mekan açıp orada gününü gün eden bir şeytan😈. Karakterin insanlar üzerinde şeytan olmasından da ötürü onların arzularını gözlerine bakıp ittiraf ettirme gibi bir özelliği var ama bunun etkili olmadığı birisi var işte bu da Chloe Lucifer'in ilk aşkı bu karakter bir dedektif (kulağımda luciferin dıdektif deyişi yankılanıyor..) karakter genel olarak bir çocuk annesi bekar güzel bir kadın ve aslında kim olduğu veya konuya katkısını da ilerleyen sezonlarda anlaşıyor şimdi bahsedip spoiler vermek istemem dizi böyle işte izlemesi çok keyifli kesinlikle bir dizi olarak bakıp izlediğim ve bazı replikleri ve fikirleri tabii ki de ciddiye almadığım eylenmek için izlediğim ama maalesef ara ara beni sıkmış olsa da 5 sezon süren ve büyük ihtimalle 6.sezonunda final yapicak biraz uzun bölümleri olmasından ötürü pek niyetlenemesenizde izlemek isterseniz aklınızda bulunsun ben keyif aldım umarım siz de alırsınız :)

                                                    "I'm the Devil..I ruled Hell"

DİZİ KÖŞESİ

heisenberg☺

BREAKİNG BAD

Walter ailesi için yaşayan bir adam aslında ama şartlar onu biraz da başka birine dönüştürdü maalesef karakterin  bu yöne evrilişi de çok iyi işlenmiş  bir karakter.Aslında Walterin iki tarafı var iyi ve kötü,kötü olan kısmı Heisenberg ile ortaya çıkan yaptıkları ile beni bazen şaşırtan ama yine de anlayabildiğim biri.Ona karşı tepki alan bütün yaptıklarına rağmen bazen onu anlamayanlara da sinir oluyordum mesela Skyler Walterin eşi ve dizide en sevmediğim karakterdi ama oyuncu karakterin hakkını veriyordu tabii hakkını yemiyelim şimdi bu karakter gerçekten bencil,anlayışsız ama tabii onun yerinde olan çoğu insanın da vereceği tepkileri veriyordu gibi ikilemdeyim biraz ama yine de sinir bozucu ve karaktersiz bir insandı tahammül edemediğim çok halleri oldu bunlar dışınında bir de Jesse var tabii izlemekten çok keyif aldığım genç bir karakter. Genel olarak o yaşlarda olan bu işlere bulaşan birçok gençten biri o da çok boş yaşayan aslında yaşamak da denmez ya buna hayatını kötü işlerle devam ettiren ailesi tarafından dışlanmış yaptıkları ve seçtiği hayatın getirilerini üzerinde ağır ekileri ve bedelleri olan bu uğurda çok kötü şeyler yaşayan Aaron Paul'un mükemmel oyunculuğundan ötürü de beni izlerken çok etkileyen bir karakter.Bu arada karakterler o kadar etkililer ki şu an Jesse diyince hatta Aaron diyince izleyen herkesin kulağında o ses yankılanıyor buraya yazamıyorum ama siz anladınız ;)